Notice: add_theme_support( 'html5' ) fonksiyonu hatalı çağırıldı. Tiplerden oluşan bir dizi aktarmalısınız. Daha fazla bilgi için lütfen WordPress hata ayıklama adresine bakın. (Bu mesaj 3.6.1 sürümünde eklendi.) in /home/jackel6/kablosuzmecmua.com/wp-includes/functions.php on line 5833
Akıllı Telefonlarda Sık Görülen 10 Problem - Kablosuz Mecmua

Akıllı telefonlar artık her yerde. Peki bu telefonların hayatımıza ne kadar etki ettiğinin farkında mısınız? 10 problemi sizler için listeledik.

Akıllı telefonlar, en çok kullanılan teknoloji ürünleri olarak dizüstü bilgisayarların ve masaüstü bilgisayarların yerini çoktan aldı bile. Bunda bir sorun yok ancak bu geçiş süreci iki ileri bir geri şeklinde ilerlemeye devam ediyor.

Akılllı telefon endüstrisi, PC pazarına kıyasla çok daha farklıdır. Bunda şaşılacak bir şey yok dediğinizi duyar gibiyim ancak bu farklılık dijital yaşamlarımıza ve bu cihazları kullanış şeklimize olumsuz etkisi olmuştur. Nasıl mı? Sorunun cevabı yazımızda gizli.



1. Donanımı Özelleştiremezsiniz

Bir masaüstü bilgisayarını önceden konfigüre edilmiş olarak satın alabilir ya da parçalarını ayrı ayrı sipariş ederek kendi bilgisayarınızı oluşturabilirsiniz. Nasıl olursa olsun Apple’ın iMac modeli bilgisayarı gibi hepsi bir arada bilgisayarlar haricinde masaüstü bilgisayarların çoğunun içini açıp dilediğiniz değişiklikleri yapabilirsiniz. Daha fazla RAM’e mi ihtiyacınız bar? Daha iyi bir grafik kartına mı? İhtiyacınız ne olursa olsun dilediğiniz parçayı değiştirebilir ve makinenizin ömrünü uzatabilirsiniz.

Akıllı telefonlar bize bu seçeneği vermezler. Pek çok akıllı telefon eskiden kullandığımız telefonlardan bile daha az konfigürasyon seçeneği sunar. En azından eskiden telefonumuzun pilini değiştirebilir ya da MicroSD kart takarak telefonumuzun kapasitesini arttırabilirdik. Günümüzde bu özellikler pek çok akıllı telefonda yer almıyor.

Daha hızlı bir işlemciye, daha iyi bir pil ömrüne ya da daha iyi bir kameraya mı ihtiyacınız var? Tek yapabileceğiniz şey kendinize yeni bir telefon almaktır. Bir telefon üzerinde değişiklik yapmak bırakın ortalama bir kullanıcıyı, ortalama bir bilgisayar kurdunun bile kolayca yapabileceği bir işlem değildir.

Peki Ne Yapabilirsiniz?

MicroSD kart girişi olan ya da pilini değiştirmenize imkan veren bir telefon satın alın. Bu telefonların çoğunun fiyatı diğer telefonlara oranla görece daha ucuzdur. Elbette bir telefonun MicroSD kartını değiştirmek bir masaüstü bilgisayar üzerinde yapabileceğiniz değişikliklere kıyasla çok daha azdır ancak artık ilk günkü kadar şarj tutmayan bir telefonun pilini değiştirebilmek ya da daha yüksek kapasiteye sahip bir MicroSD kartı takabilmek, bir telefonun kullanım ömrünü görece uzatabilir.



2. Akıllı Telefonlar Uzun Süre Kullanılmak İçin Tasarlanmamışlardır

Akıllı telefon üreticileri ürettikleri cihazları sizin güncelleyebilmenizi ya da tamir edebilmenizi istemezler. Bu üreticiler telefonunuzu bir iki yılda bir yenilemenizi tercih ederler. Üreticiler ayrıca kullanıcıların üzerinde değişiklik yapamadığı cihazların son kullanıcılar için kullanımı daha kolay olan cihazlar olduğunu savunurlar. Tüm bu gerekçeler sebebiyle cep telefonu üreticileri ürettikleri telefonları mümkün olduğu kadar az değişiklik yapabileceğiniz şekilde tasarlarlar.

Sebebi ne olursa olsun halihazırda aşırı derecede atık malzeme problemi ile boğuşan bilgisayar endüstrisinin bu alandaki durumunu daha kötü hale getirmiştir. Tüketici elektroniği ürünlerinin çoğunun raf ömrü diğer ürün kategorilerine oranla çok daha kısadır. Akıllı telefonlar ise hem en çok satılan ürünlerden olup raf ömrü en kısa olan ürünler arasında yer almaktadır. Bu sebeple birkaç yılda bir hem paranızı sokağa atmış hem de çevreye zarar vermiş oluyorsunuz. Bunların ikisi de iyi bir şey değildir.

Peki Ne Yapabilirsiniz?

Telefonunuzu mümkün olduğu kadar uzun süre kullanın. Her sene telefonunuzu değiştirmek zorunda olmadığınızı unutmayın. Bir sonraki model piyasaya sürülür sürülmez satın almak yerine birkaç ay bekleyin ve ondan sonra satın alıp almak istemediğinizi düşünün zira üreticiler bir telefonu piyasaya sürdükleri sırada yürüttükleri pazarlama kampanyaları sebebiyle sizin vereceğiniz karar üzerinde etki oluşturmuş olurlar.



3. Akıllı Telefon Uygulamaları PC Yazılımlarından Daha Azını Başarırlar

Masaüstü bilgisayarlara kıyasla daha az güçlü işlemcilere ve daha küçük ekranlara sahip olan cihazların bilgisayarlarla bu alanda en azından şimdilik yarışamayacağı aşikar. Her ne kadar günümüzde pek çok kullanıcı bunu önemsemez, zira güçlü bir bilgisayara oyun oynamak ya da video işlemek dışında pek ihtiyacınız yoktur. Akıllı telefonlar her ne kadar günümüz masaüstü bilgisayarları kadar güçlü olmasalar da son çıkan bazı telefonların en azından taşınabilir bilgisayarların işlemci gücüne eriştiğini görmekteyiz.

Her ne kadar akıllı telefonların işlemci gücü kısa sürede büyük bir ilerleme göstermiş olsa da bu ilerlemeyi ilgili cihazların yazılım yetenekleri hakkında söylememiz pek mümkün değildir. Bazı akıllı telefon uygulamaları kullanıcılarına bllgisayarların sunamadığı bazı özellikleri sunsa da bu özellikler akıllı telefonların taşınabilirliği ve her zaman yanımızda olmaları sebebiyle doğal olarak ortaya çıkmış özelliklerdir.

Peki Ne Yapabilirsiniz?

Bilgisayarda yaptığınız her şeyi telefonunuz üzerinde de yapabilmek için kendinizi zorlamayın. Eğer gidebilecek yeni bir restoran arıyorsanız ya da egzersiz çalışmalarınızın takibini yürütmek istiyorsanız akıllı telefonunuzu kullanın ancak bir fotoğrafı düzenlemek ya da bir makale yazmak istiyorsanız bilgisayarınızı kullanmaya devam edin. Bir akıllı telefonun ekranı üzerinde hiçbir zaman fiziksel bir klavye üzerinde yazabildiğiniz gibi on parmağınızı kullanarak yazı yazabilmeniz mümkün değildir.



4. Bir Milyon Kullanıcınız Yok Mu? O Zaman Önemsizsiniz

Günümüzde uygulama start-up şirketlerinin tek amacı basit bir fikri alıp onun milyonlarca kullanıcı tarafından kullanılabilmesini sağlamaktır. Bunun ardından bu fikri yatırımcıların önüne sunmak ve bir süre sonra da bir teknoloji devi tarafından satın alınmaktır.

Günümüzde bir nesil geliştirici yazılım geliştirmenin basit bir fikri alıp onu nasıl pazarlayacağını bilmek olduğunu sanarlar. Akıllı telefon uygulamaları bize insanların birbirleri ile iletişim kurabilmenin yeni bir yolunu bulduğunuzda zengin olabileceğinizi göstermiştir ve pek çok yazılımcı bu sebeple durmadan yeni bir mesajlaşma uygulaması, yeni bir fotoğraf paylaşma uygulaması geliştirip dururlar.

Sosyal medya ve YouTube sayesinde insanların internet üzerindeki değerinin onların aldıkları beğeni sayısı ile doğru orantılı olduğunu öğretmektedir. Bir akıllı telefon uygulama mağazasında bir geliştiricinin uygulaması eğer binlerce kez indirilmemişse hiçbir önemi yoktur. Eğer uygulamanız en az on bin kez indirilmemişse kimse yüzünüze bile bakmaz.

Peki Ne Yapabilirsiniz?

Uygulama mağazalarında yüz binlerce uygulama bulunmaktadır. Bu uygulamaların çoğu kimsenin kullanmayacağı uygulamalar, çok küçük bir yüzdesi ise herkesin kullandığı uygulamalardan oluşur. Arada kalan bir grup uygulama vardır ki işte uygulamalar, patlamayı bekleyen hazır bir bomba gibidir. Böyle bir uygulamayı bulduğunuzda o uygulamayı arkadaşlarınızla paylaşıp uygulama geliştiricisine yardımcı olabilirsiniz.



5. Uygulama Mağazaları Kullanıcıların Değer Beklentilerini Alt Üst Etti

Bir uygulama mağazasını ziyaret ettiğinizde ne görüyorsunuz? Uygulamaların çoğu ücretsiz ve reklamlarla desteklenmekte, ya da sadece birkaç lira fiyat etiketine sahiptir. Fiyatı yüksek olan uygulamalardan herhangi birine girin ve uygulamalara bırakılan yorumları okuyun. İnsanların uygulamanın fiyatının ne kadar yüksek olduğundan şikayetçi olduğunu göreceksiniz.

Bu yazılım geliştiricileri için önemli bir problemdir. Masaüstü ve dizüstü bilgisayarlarda eskiden bir uygulama için 20 dolar ve üzeri fiyatlarda ödeme yapmaya alışkındık zira bir kişinin bu karmaşık uygulamayı geliştirmek için zaman harcadığını ve bunun karşılığını alması gerektiğini düşünüyorduk.

Görünüşe bakılırsa daha küçük ekranların daha az ücrete sahip uygulamaları da beraberinde getirdiğini gördük.

Fiyatlardaki bu düşüş uygulama geliştiricilerinin daha iyi uygulamalar geliştirmesini engellemekle kalmaz, aynı zamanda video oyunu geliştiricilerinin de elini kolunu bağlamaktadır. Evet günümüzde halen konsol oyunlarına belki de daha önce olmadığı kadar bir ilgi mevcut ancak bu konsollar için oyunlar geliştiren firmalar karşılarında duran ve gittikçe büyüyen tehlikenin pekala farkındadırlar zira her geçen gün pek çok kullanıcı, tek bir oyun için yüz hatta bazen iki yüz lira vermek yerine sadece birkaç lira vererek hatta çoğu zaman hiç para vermeyerek bir oyun oynayabilir hale gelmiştir.

Peki Ne Yapabilirsiniz?

Akıllı telefonunuzda kullandığınız uygulamalara bir bakın. Kaçı için para ödediniz? Ücretsiz uygulamaların bazılarında yer alan bağış yap düğmesine dokunup bağış yaptınız mı? Bu uygulamanın geliştiricisine harcadıkları zaman ve para karşılığında ne verdiniz? Eğer bunlardan hiç birini yapmadıysanız en azından beğendiğiniz uygulamalar hakkında uygulamayı indirdiğiniz uygulama mağazası üzerinde olumlu bir yorum bırakarak geliştiricilere destek olabilirsiniz. Bu destek her ne kadar uygulama için ödeyeceğiniz bir paranın yerini asla tutmasa da en azından onun için para ödeyebilecek bir başkasının uygulamayı indirmesine önayak olabilirsiniz.



6. Uygulama Mağazaları Bizi Kendilerine Bağlarlar

Windows üzerinde kullanıcılar bir uygulama indirmek için uygulamanın web sitesine gidip bilgisayarı indirebilirler. Ancak bu daha önce hiç bilgisayar kullanmamış birisi için kafa karıştırıcı olabilir ve zararlı yazılımlar genellikle bu sayede dağılırlar.

Ancak akıllı telefonlar bizleri genellikle uygulama mağazalarına yönlendirirler ve bizler dilediğimiz tüm uygulamaları bu mağazalar üzerinden indiririz. Bu uygulamalar genellikle üreticiler tarafından önceden en azından virüslere karşı kontrol edilir ve genellikle telefonlarımıza bir zarar vermezler.

Ancak eğer bir akıllı telefon platformundan diğerine, örneğin iPhone’dan Android’e geçiş yapmak istiyorsanız o zaman o güne kadar indirmiş olduğunuz uygulamaları unutun. Bu uygulamalar sizinle birlikte diğer bir platforma geçiş yapmazlar.

Bilgisayar dünyasında bu durum pek farklı değildi zira PC ve Mac uygulamaları birbirleri ile uyumlu değillerdir. Ancak ortalama bir bilgisayar kullanıcısının satın aldığı uygulama sayısı ile ortalama bir akıllı telefon kullanıcısının satın aldığı uygulama sayısını karşılaştırdığınızda aradaki farkın ne kadar yüksek olduğunu kolayca tahmin edebilirsiniz.

Peki Ne Yapabilirsiniz?

Bir yazılımı ya da platformu kullanmaya başlamadan önce iyice araştırın. Android platformu en azından farklı uygulama mağazalarını kullanmanıza ve bazı uygulamaları satın almadan önce deneyebilmenize izin verir. iPhone için bu şimdilik söz konusu değildir.



7. Akıllı Telefonlar Gizliliğinize En Büyük Tehditlerden Biridir

Akıllı telefonlar evimizdeki yegane teknoloji ürünü değildir. Ortalama bir akıllı telefon kullanıcısı genellikle bir masaüstü ya da dizüstü bilgisayara ya da bir tablet bilgisayara da sahiptir ve bu kullanıcılar dosyalarına birden fazla platform üzerinden erişmek isterler. Aynı zamanda sosyal ağlar ve diğer çevrimiçi hizmetler cihazlarımızda bugüne kadar kullandığımız “yüklü” durumdaki yazılımların yerini de yavaş yavaş almaktadırlar.

Bu durum her ne kadar son kullanıcı için son derecede kullanışlı olsa da pek de güvenli olmayabilir.

Herhangi bir çevrimiçi hizmeti kullanmaya başladığınızda size ait olan bilgileri o platforma yüklemeye başlarsınız. Bir süre sonra bu platform bir başka platforma satılabilir ve size ait olan bilgiler de doğrudan doğruya o platforma aktarılmış olur. Hükümetlerin bu verilere erişim hakkı olabilir. Bilgisayar kullanıcıları bu platformların barındırıldığı sunuculara gizlice girebilir ve bilgilerinize erişebilirler. Bu tip kazaların örneklerine hemen her gün haberlerde rastlamak mümkün.

Akıllı telefonları kullanmamız bize ait olan bilgilerin sadece bizim erişimimiz dahilinde kalması ihtimalini azaltmakla kalmadı, ayrıca bu verilere kimlerin erişip erişemeyeceği üzerindeki kontrolümüzü de önemli ölçüde azaltmış oldu.

Peki Ne Yapabilirsiniz?

Bir uygulama sizin bir hesaba giriş yapmanızı mı gerektiriyor? Bunu yapmadan önce iki kez düşünün. Özellikle de bu uygulamanın ömrünün sadece birkaç ay olabileceğini düşünüyorsanız. Bir süre önce kullandığınız ancak artık kullanmadığınız uygulamaları sisteminizden kaldırın ve o uygulamalara vermiş olduğunuz tüm erişim yetkilerini kısıtlayın. Eğer tüm sosyal ağları kullanmanız gerekmiyorsa en azından kullanmadığınız sosyal ağlar üzerindeki verilerinizi silin ve hesaplarınızı kaldırın.



8. Akıllı Telefonlar Bağımlılık Yapar

Bilgisayarların asla bağımlılık yapmadığını söyleyecek değilim. Akıllı telefonlarını aşırı derecede kullanan insanlar bu bağımlılıklarını nasıl azaltabileceklerine yönelik yöntemler üzerinde araştırma yapmadan çok önce aynı şeyi bilgisayar bağımlılığı üzerinde yapıyorlardı. Bazı bilgisayar oyuncularının tüm hayatları EverQuest ve World of Warcraft oyunu çevresinde dönüyordu. Pek çok insan sohbet odalarında saatlerini harcadılar. Pek çoğu bunu yapmaya halen devam etmektedir.

Ancak masaüstü bilgisayarları kullanabilmek için masanın başında olmanız gerekmekteydi. Dizüstü bilgisayarlar masaüstü bilgisayarların aksine hiç şüphesiz daha taşınabilirlerdi ancak halen çoğumuz bir otobüste dizüstü bilgisayarımızı kullanmayı düşünmedik.

Akıllı telefonlarda ise durum tamamen değişti. Akıllı telefonlar her yere girdi ve her yerde kullanılmaya başlandı. Akıllı telefonlar bizlerle yatak odalarımıza, tuvalete, arkadaşlarımızın evine, okula, işe, buluşmalara, parklara ve diğer her yere girdi. O kadar ki günümüzde pek çok insan, boş buldukları birkaç dakikada bile çevresine bakmaktansa telefon ekranına bakmayı tercih eder oldular.

Peki Ne Yapabilirsiniz?

Kullanmadığınız uygulamaları telefondan kaldırın. Size sık sık bildirim gönderen uygulamaların en azından bildirim gönderme özelliklerini devre dışı bırakın ve bu uygulamaları sadece siz istediğiniz zaman kullanın, size bildirim geldiği zaman değil. Kendinize başka ilgi alanları bulmaya çalışın.



9. Akıllı Telefonlar Sohbet Etmemizi Engelliyor

Akıllı telefonların topluluklar üzerindeki etkisi üzerine bazı üniversiteler detaylı araştırmalar yapmaya başladı bile. Günümüzde pek çok insan, birbirleri ile yüz yüze konuşmak yerine mesajlaşmayı tercih eder oldu. Hatta yüz yüze konuşmak zorunda bırakılan bazı kişiler bile bunu yaparken ister istemez telefonlarının ekranlarına bakar oldular. Akıllı telefonların sizi daha sosyal bir kişiliğe sahip olmanızı sağlayabileceği durumlar da mevcuttur ancak bu pek sık görülmez.

Bu problem sadece sosyal olmayan insanların karşılaştığı bir problem değildir. Günümüzde öğrencilerin çoğundan tutun da kıdemli çalışanlara kadar çoğu insan, bir başka kişinin dikkatini çekmekte zorlanmaktadır.

Tüm bunlar yetmezmiş gibi bir de telefonumuza sürekli gelen bildirimlerin üzerimize uyguladıkları stres de cabazı. Telefonunuza yükleyeceğiniz bir elektronik posta istemcisi ya da giriş yaptığınız bir iki sosyal ağın ardından telefonunuza birkaç dakikada bir yeni bir bildirimin geleceğinden emin olabilirsiniz. Bu bildirimlerle birlikte telefonunuzun çıkardığı ses sizi gün içerisinde takip edecek, sürekli olarak sizi telefonunuzun ekranına bakmaya zorlayacaktır.

Peki Ne Yapabilirsiniz?

Yalnız olmadığınızda telefonunuzu elinize almayın. Masanın üzerine koymayın. Telefonunuzu sessize alın. Mümkün olduğu kadar uygulamaların size bildirim göndermesine izin vermeyin.



10. Akıllı Telefonları Birbirine Benzer

Android ve iOS işletim sistemlerinin her ikisi de son derecede gelişmiş birer işletim sistemidir. Her ne kadar bu iki işletim sistemi arasında belirgin farklılıklar bulunsa da bu iki platformun kullanıcılarına sunduğu temel deneyim aşağı yukarı aynıdır. Her iki platformda bulunan uygulama mağazası aşağı yukarı aynı uygulamarla doludur.

Her iki platformun ana ekranı üzerinde dört sütuna dağılmış uygulama simgeleri bulunur.

Windows’un Başlat menüsü vardır. Mac’in dock’u. Linux istediğiniz herhangi bir şey olabilir. Masaüstü işletim sistemleri zengindir ve birbirlerinden farklıdır. Telefonlarımızda ve tabletlerimizde de benzer yaratıcılığı görmüş olmamız gerekmektedir.

Peki Ne Yapabilirsiniz?

Android ve iPhone’dan uzak durun. Ubuntu telefona ya da bir Windows 10 telefona geçiş yapın. Yeni firmaların pazara giriş yapabilmesine ya da kullanıcıların yeni şeyler denemesine önayak olun.



Yani Akıllı Telefonlar Korkunç, Öyle mi?

Tam olarak değil. Akıllı telefonlar pek çok olumlu değişikliğe önayak oldu. Farklı kıtalarda yaşayan aile bireylerinin birbirleri ile iletişim kurabilmesini sağladı ve pek çok çiftin bir aile kurmasına önayak oldu. Bilginin çok daha fazla kişi ile paylaşılabilmesine yardımcı oldu.

Akıllı telefonlar olmadan dünyanın daha iyi bir yer olacağını söylemiyorum. Ancak insanların hayatlarını yaşamalarındansa akıllı telefonların insanların hayatlarına müdahele etmeye başladığını görüyoruz. Akıllı telefon kullanıcıları akıllı telefon bağımlılığına yakalanmış durumdalar ve bunun farkında değiller. Cep telefonlarından başını kaldırmayan insanlarla iletişim kurabilmenin yeni bir yöntemini arayıp duruyoruz. Arada bir yeni bir teknoloji ortaya çıkıyor ve kendimizi birden bire drone benzeri cihazlarla çevrili buluyoruz. Tüm bu sırada eskiden PC kullanırken sahip olduğumuz özgürlükleri geri veriyoruz.

Akıllı telefonlar hakkında ne düşünüyorsunuz? Akıllı telefonlarda değiştirmek istediğiniz bir şey var mı? Kullandığınız akıllı telefondan memnun musunuz? Yorumlarınızı bekliyoruz.

Kaynak: MakeUseOf

Share.

About Author

Jack, teknoloji firmalarına danışmanlık verir ve boş zamanlarda teknoloji dünyasındaki gelişmelere adar. Kablosuz Mecmua'nın kurucusudur.