Notice: add_theme_support( 'html5' ) fonksiyonu hatalı çağırıldı. Tiplerden oluşan bir dizi aktarmalısınız. Daha fazla bilgi için lütfen WordPress hata ayıklama adresine bakın. (Bu mesaj 3.6.1 sürümünde eklendi.) in /home/jackel6/kablosuzmecmua.com/wp-includes/functions.php on line 5833

Warning: Cannot modify header information - headers already sent by (output started at /home/jackel6/kablosuzmecmua.com/wp-includes/functions.php:5833) in /home/jackel6/kablosuzmecmua.com/wp-includes/feed-rss2.php on line 8
Teknoloji Haberleri haberleri - Kablosuz Mecmua http://www.kablosuzmecmua.com/kategori/pc-ve-mobil/teknoloji-haberleri/ Teknoloji, internet, telefon ve start up haberleri. Fri, 01 Sep 2017 21:20:15 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.0.8 Apple, iPhone 8’i 12 Eylül’de tanıtacak http://www.kablosuzmecmua.com/pc-ve-mobil/iphone-ve-ipad/apple-iphone-8i-12-eylulde-tanitacak-1085/ http://www.kablosuzmecmua.com/pc-ve-mobil/iphone-ve-ipad/apple-iphone-8i-12-eylulde-tanitacak-1085/#respond Fri, 01 Sep 2017 21:18:39 +0000 http://www.kablosuzmecmua.com/?p=1085 Apple, 12 Eylül’de düzenlenecek olan şirketin sıradaki büyük etkinliği için davetiyeleri gönderdi. İlgili etkinlikte Apple’nin yeni iPhone’nin yanı sıra yeni Apple Watch, Apple TV ve iOS yazılımlarını da tanıtması bekleniyor. Şirketin etkinlik sırasında üç yeni iPhone’yi tanıtması bekleniyor: Çerçevesiz OLED ekrana ve üç boyutlu yüz tarama özelliğine sahip yeni iPhone 8’in yanı sıra günümüzde piyasada [...]

The post Apple, iPhone 8’i 12 Eylül’de tanıtacak appeared first on Kablosuz Mecmua.

]]>
Apple, 12 Eylül’de düzenlenecek olan şirketin sıradaki büyük etkinliği için davetiyeleri gönderdi. İlgili etkinlikte Apple’nin yeni iPhone’nin yanı sıra yeni Apple Watch, Apple TV ve iOS yazılımlarını da tanıtması bekleniyor.



Şirketin etkinlik sırasında üç yeni iPhone’yi tanıtması bekleniyor: Çerçevesiz OLED ekrana ve üç boyutlu yüz tarama özelliğine sahip yeni iPhone 8’in yanı sıra günümüzde piyasada bulunan iPhone 7 ve 7 Plus cihazlarının güncellenmiş sürümleri. Bu ürünlerin yanı sıra söylentilere göre Apple, 4K çözünürlük desteğine sahip yeni Apple TV’nin yanı sıra bütünleşik LTE bağlantı desteği bulunan yeni Apple Watch da şirketin tanıtacağı diğer ürünler arasında yer alıyor.

Her zaman olduğu gibi şirketin bu etkinlik sırasında yeni iPhone ve Mac yazılımlarının son sürümlerini de duyurması bekleniyor. Apple, iOS 11 ve High Sierra yazılımlarını Haziran ayında düzenlediği WWDC etkinliğinde duyurmuş ve o günden bugüne geçen süre içerisinde ilgili yazılımların beta sürümlerini geliştiricilerle paylaşmıştı.

Apple Eylül 2017 Etkinlik Davetiyesi

12 Eylül’deki etkinliğin davetiyesi, etkinliğin içeriği ile ilgili herhangi bir ipucu vermiyor. Davetiyede sadece “Bizim mekanda buluşalım” cümlesi yer alıyor. Şirketin buradaki “bizim mekan” ifadesinden kastettiği yer, Apple’nin Cupertino’daki yeni merkezi Apple Park bünyesinde yer alacak olan Steve Jobs Salonu. Yapımına hâlâ devam edilen salonda düzenlenecek olan ilk etkinlikte, aylardır süregelen yeni iPhone söylentilerine de son noktanın konulması bekleniyor.



Kaynak: The Verge

The post Apple, iPhone 8’i 12 Eylül’de tanıtacak appeared first on Kablosuz Mecmua.

]]>
http://www.kablosuzmecmua.com/pc-ve-mobil/iphone-ve-ipad/apple-iphone-8i-12-eylulde-tanitacak-1085/feed/ 0
Eddy Cue artık Siri’den sorumlu değil http://www.kablosuzmecmua.com/pc-ve-mobil/teknoloji-haberleri/eddy-cue-artik-siriden-sorumlu-degil-1081/ http://www.kablosuzmecmua.com/pc-ve-mobil/teknoloji-haberleri/eddy-cue-artik-siriden-sorumlu-degil-1081/#respond Fri, 01 Sep 2017 18:26:09 +0000 http://www.kablosuzmecmua.com/?p=1081 Apple’nin bir süre önce güncellediği yönetici kadrosu sayfasına göre Eddy Cue, artık Siri’den sorumlu değil. İlk olarak Apple Insider web sitesinin fark ettiği değişikliğe göre Apple’nin sesli asistanı artık Craig Federighi’nin gözetiminde olacak. Bilindiği üzere Craig Federighi, Apple’de Yazılım Mühendisliği Kıdemli Başkan Yardımcısı görevini üstleniyor. Apple’nin internet yazılımları ve hizmetlerinden sorumlu olan Cue, şirketin Haritalar, [...]

The post Eddy Cue artık Siri’den sorumlu değil appeared first on Kablosuz Mecmua.

]]>
Apple’nin bir süre önce güncellediği yönetici kadrosu sayfasına göre Eddy Cue, artık Siri’den sorumlu değil. İlk olarak Apple Insider web sitesinin fark ettiği değişikliğe göre Apple’nin sesli asistanı artık Craig Federighi’nin gözetiminde olacak. Bilindiği üzere Craig Federighi, Apple’de Yazılım Mühendisliği Kıdemli Başkan Yardımcısı görevini üstleniyor.



Apple’nin internet yazılımları ve hizmetlerinden sorumlu olan Cue, şirketin Haritalar, Müzik, iTunes, iCloud ve Siri hizmetlerinden sorumluydu. Ancak şirketin geçtiğimiz günlerde Sony’den transfer ettiği iki yöneticinin Apple tarafından hazırlanacak olan orijinal video programlarına odaklanacağı bilgisinin sızmasının (ki bu şikiler Cue’nin ekibinde yer alıyor) ve Federighi’nin de Siri’nin sorumluluğunu üzerine almasının ardından Cue, şirketin Hollywood programları için ayırdığı 1 milyar dolarlık bütçenin yükünü omuzlamaya hazır görünüyor.

Şirketin yönetici kadrosundaki bu değişiklik aynı zamanda Siri’nin Apple için ne kadar önemli olduğunun diğer bir göstergesi olabilir. Bilindiği üzere Federighi zaten macOS ve iOS’tan sorumlu. Bu listeye Siri’yi de ekleyerek şirketin sesli asistanının alarm kurmak ve basit sorulara cevap vermekten daha fazlasını yapmayı beklediği düşünülüyor. Sesli asistan alanında Amazon ve Google’nin sunduğu alternatifler, çoğu alanda Siri’den çok daha verimli bir şekilde çalışıyor.



Kaynak: The Verge

The post Eddy Cue artık Siri’den sorumlu değil appeared first on Kablosuz Mecmua.

]]>
http://www.kablosuzmecmua.com/pc-ve-mobil/teknoloji-haberleri/eddy-cue-artik-siriden-sorumlu-degil-1081/feed/ 0
Kendi Kendini Sürebilen Arabalar Hâlâ Neden Yaygın Değil? http://www.kablosuzmecmua.com/pc-ve-mobil/teknoloji-haberleri/kendi-kendini-surebilen-arabalar-hala-yaygin-degil-1019/ http://www.kablosuzmecmua.com/pc-ve-mobil/teknoloji-haberleri/kendi-kendini-surebilen-arabalar-hala-yaygin-degil-1019/#respond Sat, 20 May 2017 11:21:34 +0000 http://www.kablosuzmecmua.com/?p=1019 Günümüzden sadece birkaç yıl sonra kendi kendini sürebilen ve iyi huylu robot taksiler, kanunlara uymayan asabi sürücüler ile aynı yolları paylaşacaklar. İşte bu durum, robot taksileri geliştiren kişileri uykusuz bırakmaya yetiyor. Kendi kendini sürebilen bir araba, hız limitini aşmayacak şekilde programlanabilir. İnsanlar ise sıklıkla hız limitlerini 15 ila 25 kilometreye kadar aşıyorlar. Ayrıca bölgeden bölgeye [...]

The post Kendi Kendini Sürebilen Arabalar Hâlâ Neden Yaygın Değil? appeared first on Kablosuz Mecmua.

]]>
Günümüzden sadece birkaç yıl sonra kendi kendini sürebilen ve iyi huylu robot taksiler, kanunlara uymayan asabi sürücüler ile aynı yolları paylaşacaklar. İşte bu durum, robot taksileri geliştiren kişileri uykusuz bırakmaya yetiyor.



Kendi kendini sürebilen bir araba, hız limitini aşmayacak şekilde programlanabilir. İnsanlar ise sıklıkla hız limitlerini 15 ila 25 kilometreye kadar aşıyorlar. Ayrıca bölgeden bölgeye değişen trafik alışkanlıkları da mevcut ve insanlar bu kurallara da kolaylıkla adapte olabiliyorlar.

Los Angeles ve diğer yerlerde, örneğin “Kaliforniyalı Duruşu” kuralı vardır. Burada sürücüler, eğer herhangi birisi geçmiyorsa dur işaretine uymak zorunda değildirler. Güneybatı Pensilvanya’da ise “Pittsburgh Dönüşü” adı verilen kuralda ise trafik lambası yeşile döndüğünde o sırada size doğru gelen arabanın sola dönmesine izin verebilirsiniz. Aynı şey Boston’da da olur. Ann Arbor yakınlarında sabah ve akşam işe gidiş ve geliş saatlerinde sürücüler, sola dönüşün yasak olduğu çift çizgili şeridi geçerek ana yola çıkış yapıyorlar.

Carnegie Mellon Üniversitesi’nde bilgisayar mühendisliği profesörü olan Raj Rajkumar, bu tip örneklerin sınırsız olduğunu ve insanların kuralları nerede, ne zaman ve ne kadar çiğneyebileceklerini bildiklerine dikkat çekiyor.

Ford Kendi Kendini Sürebilen Araba

Her ne kadar kendi kendini sürebilen arabaların önümüzdeki üç ila beş yıllık dönemde sadece sınırlı alanlarda yolcu ya da kargo taşımacılığı yapacak olsa da, uzmanlar robot taksilerin insanlar tarafından kullanılan araçlarla aynı oranda kabul görmesinin çok daha uzun zaman alacağını düşünüyor. Bunun temel sebebi programcıların insanların araba kullanırkenki davranışlarını anlamaları ve bunu bilgisayar programı olarak kodlayabilmeleri gerekiyor. Ayrıca bir arabaya tüm bunları öğretebilmek için inanılmaz yüksek miktarda verinin işlenebilmesi gerekiyor ve bunu yapabilecek tek şey de çok sayıda süper bilgisayarın bir arada kullanılabilmesi. Tüm bu teknolojilerin kullanımı ne yazık ki günümüzde oldukça pahalı.

Duke Üniversitesi’nin İnsanlar ve Otonomi Laboratuvarı direktörü Missy Cummings, konu ile ilgili olarak “Sürücüsüz arabalar kurallara oldukça bağlıdır ve bu arabalar halk arasında bilinen uygulamaları anlayamıyorlar.” açıklamasında bulundu.



Sürücü kuralları ve yolların durumu dünya çapında ülkeden ülkeye farklılık gösteriyor. Avrupa şehirlerindeki dar ve kalabalık sokaklardan Beijing’in devasa trafik sıkışıklıklarında ortaya çıkan anarşiye, Hindistan’ın başkenti Yeni Delhi’de lüks arabaların kötü işaretlenmiş yollarda ve sıkışık şeritlerde aynı yolu bisikletlerle, kaykaylarla, kamyonlarla ve hatta kimi zaman inekler ya da fillerle paylaşmasına kadar çok farklı trafik kültürü mevcut.

Dergi Okuyan Sürücü

Tüm bunların yanı sıra bir de agresif insanlar mevcut. Bu kişiler trafikte hatalı sollama, makas atma, kırmızı ışıkta geçme, yayaya yol vermeme gibi pek çok kural ihlalini gerçekleştiriyor. Örneğin Hindistan’da sürücüler, trafik çizgileri ne kadar belirgin olursa olsun diledikleri gibi şerit değiştirebiliyorlar.

Tesla gibi bazı arabalarda bulunan ve arabanın otomatik olarak durmasını sağlayan fren sistemleri bile bazı sürücüler tarafından test edilmeye başladı bile. Karşısından Tesla marka bir araba geldiğini gören kimi düşüncesiz sürücüler, arabalarını doğrudan Tesla’nın önüne sürerek onun durup durmayacağını kendilerince test etmiş oluyorlar.



Toyota’nın otonom arabalar birimi sözcüsü John Hanson, “İnsanların salaklığını ya da teknoloji ile oyun oynamak isteyen birinin davranışlarını programlamak gerçekten zordur.” sözlerine yer verirken, Intel’in otomatik sürücü çözümleri başkan yardımcısı Kathy Winter ise 2030’dan önce arabaların da tıpkı insanlar gibi görebileceklerinden ve düşünebileceklerinden emin.

Volvo Kendi Kendini Süren Araba

Sürücülere yardımcı olacak sensörlerle dolu arabalar günümüzde yol işaretleri, şerit çizgileri ve sürücülerin araba kullanma davranış biçimleri hakkında bilgi toplamaya başladılar bile. Winter, otomotiv ve otonom sistemler üreten teknoloji şirketlerinin bu bilgiyi devasa veritabanları altında toplayacaklarını düşünüyor.

“Intel ve diğer şirketler tarafından geliştirilen yapay zeka sistemleri bir süre sonra bu veriyi analiz edebilecek ve tıpkı insanlar gibi karar verebilecek güce ulaşabilir.”

Programcılar, bir gün arabaların Beijing’in trafiğinde bile gidebileceğinden emin ancak bu arabalar trafiğe ilk çıktıklarında fiyatları hiç şüphesiz pahalı olacaktır. Çinli yetkililerin de bu teknolojinin Çin yollarında gidebilecek kadar güvenilir olduğuna inanması ve bunun sonucunda da arabaların yollarda tek başlarına gitmelerine onay vermesi için bir on yıl ya da daha fazlası daha gerekebilir.



Intel’den Winter, tümüyle otonom arabaların bir buçuk saatlik bir sürüş sonucunda dört terabaytlık bir veriyi toplayabilmesi, işlemesi ve analiz etesi gerektiğine inanıyor. Bu süre, ortalama bir sürücünün her gün direksiyon başında geçirdiği süreyi gösteriyor. Bu veri, 1.2 milyon fotoğraf ya da 2.000 saatlik bir filme eşdeğer. Bu tip bir veriyi işleyebilecek bilgisayarların günümüzdeki fiyatı araç başına 100.000 doları buluyor ancak daha fazla araba üretildikçe bu bilgisayarların fiyatı da önemli oranda düşecektir.

Gelecekte bir gün otonom araçlara toplumda herkesin bildiği ancak adı konulmamış kuralların da kodlanması mümkün olacaktır. Bu sayede bu araçlar şerit değiştirmenin yasak olduğu yollarda bile gerektiğinde şerit değiştirebilecek ya da boş bir şerite geçiş yapabilmek için gerektiğinde hız limitini aşabilecektir. Günümüzde çeşitli firmalar bazı otonom araçların deneme sürüşleri üzerinde araçların bu kararları kendi kendine verebilmelerini sağladı bile. Şimdilik bu araçlar, üzerlerinde ve test alanlarında bulunan alıcılardan faydalanıyorlar ancak önümüzdeki dönemde yol üzerindeki otonom araçların birbirleri ile iletişim kurabilmeleri de planlanıyor.

Tüm bu gelişmelere rağmen bazı uzmanlar, arabaların asla insanlar gibi düşünemeyeceklerinden emin.

Kaynak: Techlife dergisi, Sayı: 13 Mayıs 2017, Sayfa: 16-23


The post Kendi Kendini Sürebilen Arabalar Hâlâ Neden Yaygın Değil? appeared first on Kablosuz Mecmua.

]]>
http://www.kablosuzmecmua.com/pc-ve-mobil/teknoloji-haberleri/kendi-kendini-surebilen-arabalar-hala-yaygin-degil-1019/feed/ 0
Amazon’un Perakende Mağazalar Açmasının Ardındaki 5 Neden http://www.kablosuzmecmua.com/pc-ve-mobil/teknoloji-haberleri/amazon-perakende-magaza-neden-991/ http://www.kablosuzmecmua.com/pc-ve-mobil/teknoloji-haberleri/amazon-perakende-magaza-neden-991/#respond Tue, 09 May 2017 16:33:06 +0000 http://www.kablosuzmecmua.com/?p=991 İnternet’in en büyük alışveriş sitesi Amazon, bu alandaki egemenliğini perakende mağazaları üzerinde de mi sağlamak istiyor? Amazon, 2015’ten bu yana dünyanın çeşitli yerlerinde dükkan açmaya devam ediyor. Şirket, bu süre zarfında teknolojik ürünler de satan 6 adet kitap mağazası, üniversitelerin içerisinde bulunan ve içerisinde kitap bulunmayan kitapevleri ve Türkiye’deki mahalle bakkalı benzeri ancak içerisinde herhangi bir kasiyerin çalışmadığı [...]

The post Amazon’un Perakende Mağazalar Açmasının Ardındaki 5 Neden appeared first on Kablosuz Mecmua.

]]>
İnternet’in en büyük alışveriş sitesi Amazon, bu alandaki egemenliğini perakende mağazaları üzerinde de mi sağlamak istiyor?



Amazon, 2015’ten bu yana dünyanın çeşitli yerlerinde dükkan açmaya devam ediyor. Şirket, bu süre zarfında teknolojik ürünler de satan 6 adet kitap mağazası, üniversitelerin içerisinde bulunan ve içerisinde kitap bulunmayan kitapevleri ve Türkiye’deki mahalle bakkalı benzeri ancak içerisinde herhangi bir kasiyerin çalışmadığı dükkanlar yer alıyor. Şimdilik Amazon’un bu alandaki girişimleri deneysel çalışmalar olarak gözlense de bunların uzun vadede deneysel olmaktan çıkacağına inanılıyor.

Her ne kadar şirket e-ticaret alanında dünyanın lider şirketi olsa da, eMarketer’e göre dünya üzerinde yapılan perakende satışların %90’ı hala dükkanlar üzerinden yapılıyor. Amazon, otomatikleştirme ve veri madenciliği alanlarındaki deneyimlerini perakende mağazalar üzerinde uygulayarak perakende alışveriş dünyasını kökünden değiştirebilme kabiliyetine sahip.

Amazon Cafe

ABD’nin Kuzey Carolina eyaletindeki Charlotte şehrinde bulunan perakende analisti Sucharita Mulpuru konu ile ilgili olarak “Amazon’un pek çok dükkanın kapanmasına neden olduğu gerekçesiyle suçlanmasına rağmen kendilerinin dükkan açması ilk bakışta mantıksız görünse de Amazon bunu herkesin gözü önünde yapmaya devam ediyor.” sözlerine yer verdi.

Amazon’un internet dışındaki girişimleri şirketin internet üzerindeki faaliyetlerini daha da iyileştirebilir – her ne kadar şirketin internet üzerindeki faaliyetleri her geçen gün büyümeye devam ediyor olmasına rağmen. 2017 yılının ilk üç ayında Seattle merkezli Amazon, 724 milyon dolar, ya da diğer bir deyişle hisse başına 1.48 dolar kazandı. Bu rakamlar, geçen yılın aynı dönemine göre %41’lik bir iyileşmeye işaret ediyor. Amazon, Wall Street’in hisse başına 1.08 dolar olan beklentisini önemli ölçüde aştı. Şirketin gelirleri ise %23 artarak 35.7 milyar dolara yükseldi. Piyasa beklentileri Amazon’un 2017 yılının ilk üç ayındaki gelirlerinin 35.3 milyar dolar olacağı yönündeydi.



Amazon, şirketin perakende mağazalarından elde ettiği gelirleri paylaşmıyor. Şirketin Finans ve Mali İşler Müdürü Brian T. Olsavsky geçtiğimiz Perşembe günü yatırımcılara yaptığı açıklamada şirketin perakende mağazaları, müşterilere ulaşmanın ve halk arasında nelerin yankı uyandırdığını anlamanın bir başka yolu olarak gördüklerini belirtti. Olsavsky, şirketin perakende mağazalarının performansından memnun olduğunu söyledi ancak detay vermekten kaçındı.

Şirketin bu mağazalardan tam olarak neleri öğrendiği ve bu öğrendikleri ile neler yapmak istediği ise herkesin merak ettiği soru.

Yazımızın devamında bu mağazaların Amazon’a nasıl yardımcı olabileceğini sizler için irdeledik:


Küçük aletler için bir vitrin

Amazon’un günümüzde altı adet perakende kitap mağazası bulunuyor. Önümüzdeki dönemde şirketin altı tane daha benzer mağaza açması bekleniyor. Şirket bu mağazalarda daha çok yer kaplamasına rağmen kitapların kapakları ziyaretçilere bakacak şekilde raflara yerleştiriyor. Amazon, şirketin sattığı bütün kitapları bu mağazalarda bulundurmak derdinde değil zira diğer her şeyi telefonlarınızdan sipariş edebileceğinizin farkında.

Amazon Books

Amazon ayrıca bu mağazalarda şirketin Kindle elektronik kitap okuyucularına, TV cihazlarına ve diğer küçük aletlere büyük bir yer ayırıyor. Şirket, ziyaretçilerin bu cihazları satın almadan önce denemelerine de bu sayede izin vermiş oluyor. Mağazalarda ilgili cihazların nasıl kullanılabileceğine ve bu cihazlarla neler yapılabileceğine yönelik çeşitli etkinliklere de yer veriliyor.

Wedbush Securities analisti Michael Pachter, fiziksel kitapevlerinin yeni Kindle kullanıcıları kazanmak için ideal yerler olduğuna inanıyor zira henüz Kindle sahibi olmayan kişilerin kitap okumayı seven kişiler olduğuna dikkat çekiyor.


Alışveriş deneyimi

Amazon, şirketin üçüncü kitapevini Ekim ayında Portland, Oregon yakınlarında açtı. Powell’s Books şirketi CEO’su Mirian Sontz, Amazon’un bu pazara girmesini “kitap satın almak isteyen müşterilerin kitapevlerinde yaşadıkları alışveriş deneyimini bir internet mağazasının asla sunamayacağının kabulü.” olarak nitelendiriyor. Bunlar arasında mağazadaki diğer kişiler ile birlikte sohbet edebilmek, kitaplar arasında gezinirken bir kitabın kapağının ilginizi çekebilmesi ve daha pek çok küçük detay yer alıyor.

Gartner’de perakende analisti olarak görev yapan Robert Hetu ise internet müşterilerinin bir e-ticaret sitesini ziyaret ettiklerinde genellikle ne almak istediklerini bilerek o siteyi ziyaret ettiğine dikkat çekiyor. Bir perakende mağazasını ziyaret eden bir kişi ise genellikle mağaza içerisindeyken ne alacağına karar veriyor hatta kimi zaman o mağazaya gelmeden önce satın almayı aklının ucundan bile geçirmediği bir ürünü satın alarak o mağazadan ayrılabiliyor. Amazon, kendi perakende mağazalarından müşterilerin bu mağazalardaki alışveriş deneyimlerinden çok şey öğrenebilir ve daha sonra bu deneyimlerini internet mağazasına yansıtabilir.


Müşterilerin işin çoğunu yapması

Amazon, şirketin içerisinde herhangi bir kitap içermeyen 20. kitapevini önümüzdeki hafta Cleveland’da açacak. Öğrenciler bu mağazalar üzerinden ders kitaplarını ve yurt odalarında kullanacakları diğer araç ve gereçleri sipariş edip ardından ürünler mağazaya teslim edildiğinde gelip siparişlerini teslim alabiliyorlar. Tüm teslimatların tek bir noktada toplanıyor olması, Amazon’un teslimat ücretlerini önemli ölçüde düşürüyor.

Amazon Fresh Pickup

Şirket ayrıca Seattle bölgesindeki iki mağaza üzerinden mutfak malzemelerinin de sipariş edilebilmesini sağlayacak. Mağazalar açıldığında Amazon’un Prime sadakat programı müşterileri, internet üzerinden bu ürünleri sipariş edebilecek ve ardından bu mağazalardan herhangi birini ziyaret ederek sipariş ettikleri ürünleri kuyruğa girmeden teslim alabilecekler. Hatta mağaza görevlileri, müşterilerinin siparişlerini arabalarına kadar teslim edecekler. Hiç şüphesiz bu teslimat yöntemi, Amazon’un her bir siparişi müşterilerinin yaşadıkları yere kadar teslim etmesinden çok daha ucuza maloluyor.


Perakende teknolojisi

Amazon şirketin ürünlerinin teslimat için paketlendiği dev boyutlu ambarlarda robotlardan önemli miktarda faydalanıyor. Amazon işte bu otomatikleştirme teknolojisini perakende mağazalarında da kullanmayı hedefliyor. Seattle’deki Amazon Go adındaki dükkanda bulunan algılayıcılar, müşteriler ürünleri raflardan aldığı an ya da rafa geri bıraktığı an tarıyor. Müşterinin Amazon hesabı alışverişin sonunda otomatik olarak alışveriş sepetindeki ürünlerin hesabını tahsil ediyor. Mağazanın Amazon çalışanları ile birlikte yaptığı test çalışmalarının ardından kısa bir süre sonra Amazon müşterilerinin kullanımına açılması planlanıyor.

Amazon bu mağazada kasa görevlileri çalıştırmadığından önemli bir kâr elde ediyor. Şirket, bununla da kalmayıp mağazaların envanterini daha iyi bir şekilde yönetebiliyor ve hatta hangi ürünlerin ne zaman indirime girmesi gerektiğine daha kolay karar verebiliyor.

Kimilerine göre Amazon ilgili teknolojiyi diğer şirketlerin kullanımı için lisanslayabilir. Şirket bilindiği üzere kendisine ait olan veri merkezlerini diğer müşterilerin kullanımı için kiralıyor. Bulut bilişim (cloud computing) olarak da bilinen bu iş alanı, bu yılın ilk üç ayında Amazon’un gelirlerinin %10’unu oluşturacak kadar büyümüş durumda. Bulut bilişim satışları geçtiğimiz yılın aynı dönemine oranla %43 artarak 3.7 milyar dolara yükseldi.


Müşteri sadakati

Amazon şirketin üniversite kampüslerine kurduğu kitapevlerinde şirketin Prime sadakat programının da tanıtımını yapabilir (öğrenciler, Prime sadakat programının yıllık 99 dolar olan fiyatından %50 indirimle faydalanabiliyorlar). Amazon’un buradaki stratejisi aslında oldukça basit. Öğrencileri hayatlarının erken dönemlerinde hizmetlerinizi kullanmaya alıştırırsanız o kişiler hayatlarının geri kalan döneminde müşterileriniz olmaya devam ederler.

Amazon Books

Normal kitapevlerinde ise Prime sadakat programı üyesi müşteriler, Amazon’un internet sitesindeki fiyatlarla aynı fiyata kitapları satın alabiliyorlar. Diğer herkes ise sadece Amazon’un küçük aletleri internet sitesindeki fiyatları ile aynı fiyata satılıyor. Kitaplar ve diğer ürünler genellikle Amazon’un web sitesinden daha pahalı fiyata satılıyor. Elbette bu mağazalardan da Prime üyesi olabilirsiniz.

Analistler, Amazon’un bu deneyimleri kullanarak kullanıcı sadakatlerini derinleştirmek için yeni yöntmeler oluşturacağına inanıyor. Elbette Prime sadakat programı üyeleri, Amazon’un internet üzerinden verdiği üstün hizmet kalitesini perakende mağazalarında yansıtamaması durumunda bu programdan ayrılabilirler.

Kaynak: Techlife News dergisi, Sayı: 6 Mayıs 2017, Sayfa: 12-21


The post Amazon’un Perakende Mağazalar Açmasının Ardındaki 5 Neden appeared first on Kablosuz Mecmua.

]]>
http://www.kablosuzmecmua.com/pc-ve-mobil/teknoloji-haberleri/amazon-perakende-magaza-neden-991/feed/ 0
Yörünge Kalabalıklaştıkça Uzay Çöplüğü Riski De Artıyor http://www.kablosuzmecmua.com/pc-ve-mobil/teknoloji-haberleri/yorunge-kalabaliklastikca-uzay-coplugu-riski-de-artiyor-937/ http://www.kablosuzmecmua.com/pc-ve-mobil/teknoloji-haberleri/yorunge-kalabaliklastikca-uzay-coplugu-riski-de-artiyor-937/#respond Thu, 04 May 2017 07:25:08 +0000 http://www.kablosuzmecmua.com/?p=937 İnsanlar tarafından uzaya bırakılan çöpler Dünya’nın yörüngesini doldurmaya devam ederken bu çöpler uzay seyahatlerinin yanı sıra hava durumu, uçak seyahatleri ve global iletişim için kullandığımız uydulara da önemli birer tehlike arz ediyor. Günümüzde Dünya’nın yörüngesinde bir santimetreden büyük 750.000’den fazla çöp parçası olduğuna inanılıyor ve bunların her biri, yörüngedeki bir uyduya önemli ölçüde zarar verebilir [...]

The post Yörünge Kalabalıklaştıkça Uzay Çöplüğü Riski De Artıyor appeared first on Kablosuz Mecmua.

]]>
İnsanlar tarafından uzaya bırakılan çöpler Dünya’nın yörüngesini doldurmaya devam ederken bu çöpler uzay seyahatlerinin yanı sıra hava durumu, uçak seyahatleri ve global iletişim için kullandığımız uydulara da önemli birer tehlike arz ediyor.



Günümüzde Dünya’nın yörüngesinde bir santimetreden büyük 750.000’den fazla çöp parçası olduğuna inanılıyor ve bunların her biri, yörüngedeki bir uyduya önemli ölçüde zarar verebilir ve hatta onu tümüyle yok edebilir.

Geçtiğimiz yıl küçük bir uzay çöpü, Copernicus Sentinel-1A uydusunda bir delik açtı. Bu uydu, Avrupa Uzay Ajansı (European Space Agency, ESA) tarafından işletilen bir gözlem uydusuydu. Hubble Teleskobu’ndan 1993 yılında getirilen bir güneş enerjisi sağlayan tertibatta toz tanesi büyüklüğünde uzay çöpleri sebebiyle meydana gelmiş yüzlerce küçük deliğe rastlandı.

Almanya'daki Uzay Çöplüğü Uzmanları

Almanya’da bir araya gelen uzay çöplüğü uzmanları, SpaceX, Google ve Arlington gibi özel şirketlerin de uzayda faaliyet göstermeye başlamalarının ardından problemin daha da büyüyeceği görüşünde zira bu şirketlerin önümüzdeki yıllarda uzaya bir dizi uydu göndermeyi planladığı biliniyor. Grup, bu şirketlerin uzayda bırakacağı çöplerin önüne geçmek için gerekli adımların atılması gerektiğini söylüyor.



Tüm ulusal uzay ajanslarını ve özel şirketleri, yörüngedeki çöplüğün artmasını engellemek için oluşturulan uluslararası anlaşmalara uymak için bir araya getirmek atılması gereken ilk adım. Şimidlik uygulaması oldukça masraflı olan bu kurallara sadık kalmak yasal bir zorunluluk değil.

Johann-Dietrich Wörner

ESA’nın genel müdürü Jan Woerner, The Associated Press’e verdiği açıklamada bu özel şirketlerin planladığı mega takımuydularının yörüngede kalabileceği en uzun sürenin 25 yıl ile sınırlandırılması gerektiğini belirtti. Bu süreden sonra uyduların “mezarlık yörüngesi” olarak da bilinen alana taşınması ya da Dünya’ya geri getirilmesi öneriliyor.

Çünkü ölü uyduların oluşturduğu bir başka risk daha mevcut. Bu uydular, diğer uzay araçlarına çarpabilir ya da kendilerine bir başka uzay çöplüğü çarpabilir ve bu çarpışma sonucunda daha küçük parçalara bölünerek her bir parçanın bir tehlike arz etmesine neden olabilir.

Kâbus senaryosu ise günümüzden 40 yıl önce NASA’da görevli bir bilim insanı tarafından keşfedilen ve keşfine adını veren Kessler sendromu. Bu durumda bu uzay çöplükleri, Dünya’ya yakın yörüngeleri gelecek nesiller için kullanılamaz kılması.



ESA’nın Operasyon Direktörü Rolf Densing, konu ile ilgili olarak “Uydular olmadan hava durumları, Dünya’nın öteki tarafından yapılan canlı yayınlar, hisse piyasaları, hava seyahati, internet üzerinden alışveriş ve arabalardaki GPS cihazları kullanılamaz duruma gelir.” açıklamasında bulundu.

Gelecekte uzaya gönderilecek olan uydular bu kurallara uysalar bile halihazırda yörüngede bulunan çöplerle ne yapılacağı hâlâ muallakta. Konu ile ilgili yapılan çok sayıda çalışma var. Bu çalışmalardan birisi, uzaya bir tür elektrik süpürgesi göndermek. Bu süpürgenin robot kollar, ağlar, ve zıpkınlarla donatılması ve hatta çok küçük uzay çöplerini yakacak lazer donanımına sahip olması planlanıyor.

ESA’nın “temiz uzay” girişimi başkanı Luisa Innocenti, oldukça büyük miktarda çöpün Dünya’ya geri getirilmesi üzerine çalışmaların sürdüğünü belirtti. Innocenti, bu işlemin son derecede karmaşık olduğunu çünkü kimsenin hata yapmak istemediğini sözlerine ekledi zira bir çöp parçasına yanlışlıkla çarpıp onu parçalamak, ortaya çok miktarda küçük çöp parçalarının çıkmasına yol açabilir.

Kaynak: Techlife News dergisi, Sayı: 29 Nisan 2017, Sayfa: 170-175


The post Yörünge Kalabalıklaştıkça Uzay Çöplüğü Riski De Artıyor appeared first on Kablosuz Mecmua.

]]>
http://www.kablosuzmecmua.com/pc-ve-mobil/teknoloji-haberleri/yorunge-kalabaliklastikca-uzay-coplugu-riski-de-artiyor-937/feed/ 0
Büyük Kanyon’da Kayıp Arama Kurtarma Çalışmalarında İlk Kez Bir Drone Kullanıldı http://www.kablosuzmecmua.com/pc-ve-mobil/teknoloji-haberleri/drone-arama-kurtarma-buyuk-kanyon-921/ http://www.kablosuzmecmua.com/pc-ve-mobil/teknoloji-haberleri/drone-arama-kurtarma-buyuk-kanyon-921/#respond Wed, 03 May 2017 17:38:57 +0000 http://www.kablosuzmecmua.com/?p=921 Geçtiğimiz hafta Amerika Birleşik Devletleri’nde bulunan Büyük Kanyon’un zemininde kaybolan iki dağcı için Ulusal Park Hizmetleri tarafından yapılan arama kurtarma çalışmalarında ilk kez yoğun bir şekilde drone kullanıldı. Büyük Kanyon, kayıp, kaçırılmış, yaralı ya da öldürülmüş insanları bulmak için kullanılan insansız hava araçlarına sahip tek ulusal park olma özelliğine sahip. Geçtiğimiz sonbahar aylarında yürürlüğe giren [...]

The post Büyük Kanyon’da Kayıp Arama Kurtarma Çalışmalarında İlk Kez Bir Drone Kullanıldı appeared first on Kablosuz Mecmua.

]]>
Geçtiğimiz hafta Amerika Birleşik Devletleri’nde bulunan Büyük Kanyon’un zemininde kaybolan iki dağcı için Ulusal Park Hizmetleri tarafından yapılan arama kurtarma çalışmalarında ilk kez yoğun bir şekilde drone kullanıldı.



Büyük Kanyon, kayıp, kaçırılmış, yaralı ya da öldürülmüş insanları bulmak için kullanılan insansız hava araçlarına sahip tek ulusal park olma özelliğine sahip. Geçtiğimiz sonbahar aylarında yürürlüğe giren bir program dahilinde park bünyesine beş adet drone ve bu drone’ları kullanan dört adet sertifikalı işçi çalışmaya başladı.

Her ne kadar havadan yapılan aramalar sonuç vermese de, drone adı verilen uçan araçların kullanılması, diğer hava araçlarının ve insanların giremediği yerlere girebilmesi açısından önem arz ediyor.

Büyük Kanyon

Dik tepeleri ve binlerce kilometrelik büyüleyici manzarası ile Büyük Kanyon, büyüleyici olduğu kadar tehlikeli de olabilir.

Arama kurtarma ekipleri 2016 yılı içerisinde 1.200 acil yardıma ve 293 arama kurtarma çalışmasına katıldı. 6 milyondan fazla ziyaretçiyi bünyesine çeken parkta aynı dönemde 17 kişi de hayatını kaybetti. Geçtiğimiz yaz, 35 yaşındaki bir Yelp çalışanı bir yere tırmanırken yüzlerce metre yükseklikten düşerek hayatını kaybetti.

Büyük Kanyon’un kurtarma ekibinin başındaki Matt Vandzura, konu ile ilgili olarak “Uzun yıllardan beri bu tip olaylarda bir helikopter kullanıyoruz. Ancak şimdi drone adı verilen bu uçan araçlar, herhangi bir kimsenin hayatını riske atmadan bize yakından görüntü alabilmemize olanak sağlıyor. Bu araçlar, parka gelen ziyaretçileri güvende tutabilmemize son derecede yardımcı oldu.” açıklamasında bulundu.



Büyük Kanyon’da kullanılan drone’lar, yaklaşık 45 santimetre genişliğinde ve 25 santimetre yüksekliğinde. Cihazların pil ömrü ise 20 dakika kadar. Drone operatörleri, çekilen videoları gerçek zamanlı olarak izleyebiliyor ve ardından günün sonunda videoları yeniden izleyerek derinlemesine bir analiz yapabiliyorlar.

Geçtiğimiz hafta Pazartesi’nden Perşembe’ye kullanılan hava aracı, 62 yaşındaki LouAnn Merrell ve onun 14 yaşındaki üvey torunu Jackson Standefer’in arama çalışmalarında kullanıldı. Park ayrıca üç adet zemin arama kurtarma ekibini de görevlendirdi. Toplamda 20 kişiyi bulan bu ekip, şişirilebilir bir motorlu botu yanı sıra bir helikopteri de kullandı.

Merrell ve Standefer geçtiğimiz hafata Kanyon’un Kuzey Ucu’nda bir nehri geçerken kayboldu. Grup, Merrell’in eşi ve Merrell Boot Co. firmasının kurucu ortağı Randy Merrell’in yanı sıra çocuğun annesi ile birlikte bir doğa yürüyüşündeydiler.

Park bir süre sonra arama kurtarma çalışmalarını azalttı ve drone kullanımını durdurdu ancak arama kurtarma çalışmalarına düşük ölçekli de olsa devam etti. Gezginlerin aileleri tarafından yapılan açıklamada park yönetiminin bu kararının desteklendiği ve herkesin hâlâ bir mucize beklemeye devam ettiği söylendi.

Büyük Kanyon

Drone’lar bu olaydan önce de bir kaç kez kullanılmıştı.

Kasım ayında bir ziyaretçi arabasıyla birlikte bir tepeden düşüp öldükten sonra drone’lar, ağaçlar ve otlar arasında gezinerek helikopterin o bölgede uçmaya ve arabanın bulunması durumunda arabanın helikopter tarafından kaldırılmasının güvenli olup olmadığını araştırmışlardı.

Bir sonraki ay kurtarma ekibi, bir tepeden atlayarak intihar eden bir kadının yerini bulmak için kullanıldı. Ardından kurtarma ekibi, bellerine bağladıkları bir iple aşağı inerek intihar eden kadının cesedini kurtardı.



Kanyon üzerinde helikopterlerin kullanımının kimi zaman tehlikeli olabildiğinin belki de en net örneği, 2003 yılında Park Hizmetleri’ne ait bir helikopterin arızalanması ve Kuzey Ucu’na düşmesi olarak gösterilebilir. O an helikopterde bulunan ekip her ne kadar bu kazayı hafif yaralarla atlatmış olsalar da, helikopter kullanılamaz hâle gelmişti.

Diğer ulusal parklar da drone’ları kullanıyor ancak bu drone’lar daha çok vahşi yaşam araştırmalarında kullanılıyor. Bireysel drone’ların ulusal parklarda kullanılması ise yasak.

Park Hizmetleri’nin iç dağ bölgesine ait bir sözcü, diğer ulusal parkların da kendi drone’larını arama kurtarma çalışmalarında kullanmak istediğini düşünüyor ancak Büyük Kanyon’un kendine özgü topografisi ve bir buçuk kilometreden fazla derinliği ile drone kullanımı için en elverişli adaylardan birisi olduğunu söylüyor.

Kaynak: Techlife News dergisi, Sayı: 29 Nisan 2017, Sayfa: 75-79


The post Büyük Kanyon’da Kayıp Arama Kurtarma Çalışmalarında İlk Kez Bir Drone Kullanıldı appeared first on Kablosuz Mecmua.

]]>
http://www.kablosuzmecmua.com/pc-ve-mobil/teknoloji-haberleri/drone-arama-kurtarma-buyuk-kanyon-921/feed/ 0
Apple’ın Geleceği: Arabalar, Siri, Uydular ve Uzay http://www.kablosuzmecmua.com/pc-ve-mobil/teknoloji-haberleri/applein-gelecegi-arabalar-siri-uydular-uzay-911/ http://www.kablosuzmecmua.com/pc-ve-mobil/teknoloji-haberleri/applein-gelecegi-arabalar-siri-uydular-uzay-911/#respond Tue, 02 May 2017 19:43:51 +0000 http://www.kablosuzmecmua.com/?p=911 Eğer Apple‘nin gelecekte piyasaya süreceği hangi ürünler üzerine çalıştığı üzerine sürekli çıkan haberleri okuyorsanız, şirketin ürün geliştirme laboratuvarlarının birer Willy Wonka’nın çikolata fabrikası gibi olduğunu düşünebilirsiniz. Bu fabrikada artırılmış gerçeklik gözlükleri, kendi kendini sürebilen arabalar, uydular ve hatta uzay mekikleri bile geliştiriliyor olabilir. Doğrusunu söylemek gerekirse yukarıdaki tanımlama muhtemelen olası en iyi senaryo olsa gerek. [...]

The post Apple’ın Geleceği: Arabalar, Siri, Uydular ve Uzay appeared first on Kablosuz Mecmua.

]]>
Eğer Apple‘nin gelecekte piyasaya süreceği hangi ürünler üzerine çalıştığı üzerine sürekli çıkan haberleri okuyorsanız, şirketin ürün geliştirme laboratuvarlarının birer Willy Wonka’nın çikolata fabrikası gibi olduğunu düşünebilirsiniz. Bu fabrikada artırılmış gerçeklik gözlükleri, kendi kendini sürebilen arabalar, uydular ve hatta uzay mekikleri bile geliştiriliyor olabilir.



Doğrusunu söylemek gerekirse yukarıdaki tanımlama muhtemelen olası en iyi senaryo olsa gerek. Apple’ın kapalı kapıları ardında geliştirdiği ürünler ve çözümler muhtemelen bu kadar uçuk fikirlerden oluşmuyor. Bu fikirler her ne kadar uçuk olurlarsa olsunlar (tıpkı Willy Wonka’nın yuvarlak görünen kare çikolataları gibi), şimdilik birer fantezi ürününden öteye gitmiyorlar. Yine de Apple neden ulaşılması neredeyse imkansız olan hedeflerini gerçekleştirmek için en azından deneme yapmasın? Dahası, her geçen gün Apple’ın alışılagelmişin dışında ürünler üzerinde çalıştığına yönelik haberler gelmeye devam ederken bu olasılıkları gözardı etmek doğru olmaz.

Bu yazımızda Apple’nin üzerinde çalıştığı söylenen ürünlerin ve teknolojilerin bir listesine yer verdik.

Yeni artırılmış gerçeklik

Söylentilere göre Apple’nin bu yılın ilerleyen aylarında duyuracağına kesin gözü ile bakılan iPhone 8’in, bugüne kadar geliştirilmiş olan tüm iPhone ürünlerinden çok daha farklı olacağına inanılıyor. Apple hakkında yaptığı öngörüleri ile tanınan Apple analisti Gene Munster’e göre iPhone 8’in temelini sanal gerçeklik oluşturacak. Apple CEO’su Tim Cook daha önce sanal gerçeklik hakkında ne kadar hevesli olduğunu tekrar tekrar açıklamıştı. Bu teknolojide dijital ortamda oluşturulmuş görseller gerçek dünyadaki nesnelerin üzerine yerleştirilebiliyor.



Apple’nin yakın geçmişte aralarında Metaio, PrimeSense ve RealFace firmalarının da bulunduğu bir dizi artırılmış gerçeklik firmasını satın aldığını da göz önünde bulundurduğumuzda Munster, Apple’nin bu teknoloji üzerinde harıl harıl çalıştığını düşünüyor. Munster, CNBC kanalına verdiği demecinde bir sonraki bilgisayar neslinin temelini artırılmış gerçeklik teknolojisinin oluşturacağını düşündüğünü belirtirken, geçtiğimiz günlerde Bloomberg’de yayımlanan bir habere göre bu teknoloji, iPhone 8 ile birlikte duyurulabilir. Site, Apple bünyesindeki yüzlerce mühendisin artırılmış gerçeklik teknolojisi üzerinde çalıştığını iddia ediyor.

Her ne kadar iPhone 8’in bu teknolojiyi nasıl ve ne şekilde kullanacağına yönelik detaylar net olmasa da, Apple’nin aralarında iPhone’ye kablosuz olarak bağlanabilecek artırılmış gerçeklik gözlükleri üzerinde çalıştığı düşünülüyor. Bu gözlükleri takan kişi gözlükler üzerinden filmler, haritalar ve çok daha fazlasını görebilecek. Ancak bundan birkaç yıl önce Google’nin Google Glass adındaki benzer bir projesinin olduğunu ve bu projenin daha sonra rafa kaldırıldığını da unutmayalım. Apple, tahmin edileceği üzere benzer bir teknolojiyi kendi tasarım kabiliyetleri ile bütünleştirmeyi hedefliyor. Bloomberg, her ne kadar bu tip bir gözlüğün kullanıcılarla buluşmasına daha zaman olduğunu ancak teknolojinin iPhone üzerinde çok daha erken kullanılacağını iddia ediyor.


iPhone tabanlı artırılmış gerçeklik nasıl kullanılabilir?

Bloomberg, Apple’nin artırılmış gerçeklik teknolojisini nasıl kullanabileceğine yönelik birkaç uygulamadan bahsetmiş. Bunlar arasında fotoğrafın ya da fotoğraftaki bir nesnenin derinliği değişmeden onun fotoğrafını çekebilmek yer alıyor. Ayrıca bir insanın kafası gibi bir nesne, fotoğraftaki diğer tüm nesnelerden ayrıştırılabilir ve 180 derece döndürülebilir. Ayrıca Bloomberg, Apple’nin Snapchat benzeri bir uygulama üzerinde çalıştığını ve bu uygulamada kullanıcıların kendi üzerlerine dijital nesneleri ve efektleri uygulayabileceğine dikkat çekiliyor.

Artırılmış Gerçeklik

Derinlik algılama özelliği özellikle iPhone 8’in ön yüzündeki kameranın üç boyutlu algılama yeteneklerine sahip bir kamera ile geleceği söylentileri de dikkate alındığında aslında mantıklı. Cihazın bu tip bir kamera lensi ile geleceğine yönelik ilk söylentiler, KGI Securities analisti Ming-Chi Kuo tarafından geçtiğimiz Şubat ayında öne sürülmüştü. Kuo, bu “devrimsel” sistemin PrimeSense algoritmaları üzerine inşa edilen son derecede gelişmiş bir artırılmış gerçeklik sistemi olduğunu öne sürüyor. Aynı zamanda Snapchat benzeri özellikler Apple’ın geçtiğimiz günlerde kullanıma sunduğu Clips uygulaması üzerinde de kullanılabilir.


Artırılmış gerçeklik gözlüklerinin prototipleri üretilebilir durumda

Tüm bunlar bize iPhone 8’in artırılmış gerçeklik teknolojisi ile yapılabileceklerin bir önizlemesini sunacağını daha sonra piyasaya sürülecek olan gözlüklerin ise bu teknolojiyi çok daha geniş kapsamlı olarak kullanacağını gösteriyor. Bloomberg, gözlüklerin tıpkı Apple Watch gibi iPhone’ye bağlı çalışacağını ve bu sayıda iPhone’nin uygulamaları bünyesinde çalıştıracağını öngörüyor. Üç boyutlu içerikler gözlüklere iPhone üzerinden kablosuz olarak aktarılacak ve ardından bu görselleri diğer üçüncü parti uygulamalar da kullanabilecek. Munster, Apple’ın artırılmış gerçeklik alanında başarılı olabilmesi için en az gözlük donanımı kadar bu donanım üzerinde çalışacak yazılımsal elementlerin de önemli olduğunu ve bu elementler arasında haritalardan sosyal ağa ve ödeme sistemlerine kadar çok geniş bir yelpazenin yer aldığına dikkat çekiyor ve Apple’nin tüm bu elementleri sorunsuzca bir arada kullanabilme kapasitesine sahip olan yegane şirket olarak nitelendiriyor.

Artırılmış gerçeklik gözlükleri

Gözlükler muhtemelen bir prototip biçiminde geliştirildi bile. Gizmodo’nun yayımladığı ve gizlice sızdırılan bir belgenin içeriği de bu söylentileri doğruluyor. Çevre Sağlığı ve Güvenliği firması tarafından hazırlanan bu belge, yanlışlıkla yüzlerce Apple çalışanı ile paylaşıldı. Belgede çalışanlardan birinin bu prototip gözlükleri kullanırken gözlerinin ağrıdığını, diğerinin de gözlüğü kullanırken gözlerinin rahatsız olduğunu ve lazer ışıklarını görebildiğini belirtmiş.



Lazerden bahsediliyor olması her ne kadar umut verici olsa da Cult of Mac dergisi, bahsi geçen prototipin lazer içeren bir iPhone olmadığında ısrarcı. Apple’nin artırılmış gerçeklik gözlüklerinin, özellikle de Apple bünyesinde daha önce Facebook’un Oculus VR projesinde çalışan kişilerin de yer aldığı düşünülürse, bazı sanal gerçeklik (virtual reality) öğelerini de barındıracağına kesin gözü ile bakılıyor. Buna rağmen söylentiler, Apple’nin sanal gerçekliğe kıyasla artırılmış gerçekliğe öncelik verdiğine inanılıyor.

Apple’nin bu alanda başarılı olmasında önemli rol oynayabilecek kişilerden birisi de, NASA’nın Jet Tepkili Çalıştırma Laboratuvarı eski çalışanı Jeff Norris. Norris, NASA’da iken uzay araçlarını kontrol edebilmek için artırılmış gerçekliğin kullanımı üzerine çalışmalarda bulunmuştu. Kendisi daha sonra NASA’dan ayrılarak Apple bünyesindeki artırılmış gerçeklik ekibinin başına kıdemli yönetici olarak atandı. Bloomberg’e göre işte bu ekip, artırılmış gerçeklik gözlükleri üzerine çalışıyor.


Apple Araba ve Siri Hoparlör

Söylentileri çıkan ancak diğer söylentiler kadar ilgi görmeyen diğer iki ürün ise Apple’nin elektrikle çalışacak olan arabası ve Amazon Echo benzeri Siri hoparlörü. Ancak konu ile ilgili sızan son bilgiler, bu iki ürün hakkındaki gelişmelerin ne aşamada olduğuna ışık tutuyor. Business Insider‘in ulaştığı bilgilere göre Apple’ın “Otomatikleştirilmiş Sistemi” üzerine yaptığı çalışmaların bir süre sonra kendi kendini sürebilen arabalarda kullanılabileceğini gösteriyor.

Apple Araba

Apple’nin araba üzerinde gerekli testleri yapabilmek için yaptığı başvuru formlarından birine ulaşan Business Insider, formda Apple’nin “gaza basmak, direksiyonu çevirmek, frene basmak ve araba kullanmak için gerekli diğer eylemleri gerçekleştirebilecek kapasitede” tanımına yer verdiğini görmüş. Apple net bir şekilde ilgili teknolojinin kullanımının güvenilir olduğundan emin olmak istiyor zira şirketin, sürücünün gerektiği durumlarda arabanın kontrolünü nasıl ele alabileceğine yönelik gerekli eğitimleri de vermeyi planladığına inanılıyor.



Ayrıca konu ile ilgili olarak sızan bilgilerden diğeri de, Apple’nin kendi kendini sürebilen arabalarını test etmek için görevli olan kişilerin kimler olduğuna yönelik. Bu kişilerden birisi eski bir NASA mühendisi. Kendisi, Jüpiter’in aylarından birisini takip etmek için kullanılabilecek kendi kendini sürebilen bir arabanın geliştirilmesi ile görevlendirilmiş. AppleInsider‘de yayımlanan ve The Wall Street Journal‘a dayandırılan bir haberde, daha önce ilgili teknolojiyi test etmek için eski bir NASA Jet Tepkili Çalıştırma Laboratuvarı çalışanlarının görevlendirildiği belirtilmiş. Apple’nin kendi kendini sürebilen arabalarından birisini test etmek için görevlendirilen diğer bir kişinin de daha önce Bosch’un bu alandaki çalışmalarında da yer almış bir kişi olduğu belirtilmiş.

iPhone'de Siri ile konuşan bir kadın

Kendi kendini sürebilen araba pazarına girmenin yanı sıra Apple’nin ev sistemlerini otomatikleştiren teknolojiler pazarındaki konumunu da güçlendirmeyi planladığına inanılıyor ve bu alanda atacağı adımlardan birisinin Siri teknolojisini barındıran Amazon Echo benzeri bir hoparlör olması bekleniyor. Bu yılın ilerleyen dönemlerinde piyasaya sürülmesi beklenen hoparlör, Siri’nin kişilerin seslerini ayırt edebilme teknolojisini etkin bir şekilde kullanacak ve böylece Google’nin sanal asistanının televizyon reklamları üzerinden tetiklenmesi gibi problemlerin de önüne geçilmiş olacak. Bilindiği üzere Burger King, geçtiğimiz aylarda 15 saniyelik bir televizyon reklamı yayınlamış ve reklamda Google’nin benzer bir sistemini tetikleyen “OK Google, Whopper burger nedir?” sözlerine yer vermişti. Bunun üzerine Google’nin hoparlörü evinde bulunan herkes, hoparlörden Burger King’in Whopper burgerinin ne olduğu hakkında tanımlayıcı bir Vikipedi girdisini dinlemiş oldular.


Apple yakında uzaya çıkabilir

Söylentiler bunlarla da sınırlı değil. Bloomberg’in haberine göre Apple, yakın bir geçmişte uydu teknolojileri konusunda son derecede bilgili olan iki Google çalışanını bünyesine transfer etmeyi başardı. Google’nin uzay araçları operasyonlarından sorumlu John Fenwick ve uydu mühendisleri ekibine liderlik eden Michael Trela artık birer Apple çalışanı. Söylentilere göre bu ikili, yeni bir donanım ekibi ile birlikte çalışacak. Apple’nin ayrıca Boeing ile de görüştüğü, şirketten Apple’nin projesine yatırım yapmasını istediği ve uzaya yerleştirilecek binlerce uydu aracılığı ile genişbant internet erişimi sağlamasını istediği de gelen söylentiler arasında.

Uydu internet erişimi

Eğer bu söylentiler doğru ise Apple’nin bu projesi sayesinde halen internet erişimi bulunmayan milyarlarca kişi Apple sayesinde internet kullanmaya başlayabilir. Boeing, düşük yer yörüngeli uyduların günümüz hücresel şebeke teknolojisinin sunduğundan çok daha hızlı internet erişimi sunabilmeleri üzerine çalışıyor. Apple’nin Boeing ile yapacağı iş birliği, uzun vadede iPhone, iPad ve interneti yoğun olarak kullanan diğer tüm Apple ürünlerinin dünya çapındaki kullanım oranlarını önemli ölçüde yükseltebilir. Apple markalı uzay gemilerini görebilecek miyiz? Fenwick’in eski pozisyonu düşünüldüğünde bu kulağa pek de imkansız gelmiyor.

Kaynak: Techlife News Dergisi, Sayı: 29 Nisan 2017, Sayfa: 54-69


The post Apple’ın Geleceği: Arabalar, Siri, Uydular ve Uzay appeared first on Kablosuz Mecmua.

]]>
http://www.kablosuzmecmua.com/pc-ve-mobil/teknoloji-haberleri/applein-gelecegi-arabalar-siri-uydular-uzay-911/feed/ 0
Samsung Galaxy S8 Telefonunun Ekranı Kırılmaya Daha Müsait http://www.kablosuzmecmua.com/pc-ve-mobil/teknoloji-haberleri/samsung-galaxy-s8-telefonunun-ekrani-kirilmaya-daha-musait-894/ http://www.kablosuzmecmua.com/pc-ve-mobil/teknoloji-haberleri/samsung-galaxy-s8-telefonunun-ekrani-kirilmaya-daha-musait-894/#respond Tue, 02 May 2017 09:44:08 +0000 http://www.kablosuzmecmua.com/?p=894 Samsung’un amiral gemisi Galaxy S8 telefonları ön yüzeyinin neredeyse tamamını kaplayan bir ekrana ve yüksek miktarda cam malzemeye sahip. Ayrıca bu malzemelerin telefonun daha önceki sürümlerine oranla kırılmaya çok daha müsait olduğu görünüyor. Teknolojik cihazlar için tamir planları satan SquareTrade firmasının yaptığı bir araştırma bu cihazların dayanıklılığını mercek altına aldı. Samsung’un Galaxy S8 ve S8 [...]

The post Samsung Galaxy S8 Telefonunun Ekranı Kırılmaya Daha Müsait appeared first on Kablosuz Mecmua.

]]>
Samsung’un amiral gemisi Galaxy S8 telefonları ön yüzeyinin neredeyse tamamını kaplayan bir ekrana ve yüksek miktarda cam malzemeye sahip. Ayrıca bu malzemelerin telefonun daha önceki sürümlerine oranla kırılmaya çok daha müsait olduğu görünüyor. Teknolojik cihazlar için tamir planları satan SquareTrade firmasının yaptığı bir araştırma bu cihazların dayanıklılığını mercek altına aldı.



Samsung’un Galaxy S8 ve S8 Plus telefonlarının neredeyse tamamen camla kaplı olması cihazları daha güzel kılmasına rağmen bu cihazların düşürülmesi durumunda üzerlerinde kırıklar ve çatlakların oluşmasına çok daha müsait bir hale getiriyor.

Samsung’dan konu ile ilgili iddialara herhangi bir yorum gelmedi.

Telefonlar The Associated Press ve diğer basın ve yayın organlarından olumlu yorumlar aldı. Samsung, S8 cihazı için verilen ön siparişlerin, S7 için verilen ön siparişlerden %30 daha fazla olduğunu söyledi. Şirket sipariş oranları için net bir rakam vermekten kaçındı. S8’in satış fiyatı Amerika Birleşik Devletleri’nde 750 dolardan başlıyor. Bu fiyat, S7’nin satış fiyatından 100 dolar daha fazla.

Samsung Galaxy S8, Kablosuz Şarj Aleti Üzerinde

SquareTrade’den Pazartesi günü yapılan açıklamada kırılan ekranların hem S8 hem de S8 Plus modellerinde gözlendiği belirtildi. Yapılan teslerde telefonun 180 santimetreden düşürülmesi durumunda bile ortaya çıktığı belirtildi.

Ancak her iki modelin suya dayanıklılığında herhangi bir problem yok. Suya düşürülen telefonlar sudan çıkarıldığında telefonun hoparlörlerinde geçici bir hasar meydana gelse de bu hasar kısa süre sonra kendiliğinden düzeliyor. Bilindiği üzere S8’in suya dayanıklı bir telefon olduğu biliniyor.

SquareTrade, telefonun pil ömrü ile ilgili herhangi bir test uygulamadı. Bilindiği üzere Samsung, geçtiğimiz yıl piyasaya sürdüğü Galaxy Note 7 telefonunun pillerinin patlaması sonucu telefonu piyasadan toplatma ve üretimini durdurma kararı almıştı.


The post Samsung Galaxy S8 Telefonunun Ekranı Kırılmaya Daha Müsait appeared first on Kablosuz Mecmua.

]]>
http://www.kablosuzmecmua.com/pc-ve-mobil/teknoloji-haberleri/samsung-galaxy-s8-telefonunun-ekrani-kirilmaya-daha-musait-894/feed/ 0
Uber’den Uçan Taksi Projesi http://www.kablosuzmecmua.com/pc-ve-mobil/teknoloji-haberleri/uberden-ucan-taksi-projesi-890/ http://www.kablosuzmecmua.com/pc-ve-mobil/teknoloji-haberleri/uberden-ucan-taksi-projesi-890/#respond Tue, 02 May 2017 09:29:41 +0000 http://www.kablosuzmecmua.com/?p=890 Kullanıcıların akıllı cihazları üzerinden taksi çağırabilmelerini sağlayan seyahat şirketi Uber, bir sonraki projesi “uçan arabalar” hakkında bilgi verdi. Şirket, son günlerde özellikle bazı müşterilerine yönelik çalışanlarının tutumu ve şirket içinde bazı insan kaynakları sorunları ile boğuşuyor. Geçtiğimiz Salı günü yapılan açıklamada şirketin, elektrikle çalışan ve dikey olarak yerden yükselebilen uçan arabalar projesi üzerine çalıştığı açıklandı. [...]

The post Uber’den Uçan Taksi Projesi appeared first on Kablosuz Mecmua.

]]>
Kullanıcıların akıllı cihazları üzerinden taksi çağırabilmelerini sağlayan seyahat şirketi Uber, bir sonraki projesi “uçan arabalar” hakkında bilgi verdi. Şirket, son günlerde özellikle bazı müşterilerine yönelik çalışanlarının tutumu ve şirket içinde bazı insan kaynakları sorunları ile boğuşuyor.



Geçtiğimiz Salı günü yapılan açıklamada şirketin, elektrikle çalışan ve dikey olarak yerden yükselebilen uçan arabalar projesi üzerine çalıştığı açıklandı. Tıpkı bir helikopter gibi çalışacak olan bu arabaların ilk test sürüşlerinin 2020 yılında yapılması planlanıyor.

Şirket, proje bünyesinde emlak şirketleri, hava aracı üreticileri, elektrikli araba şarj firmalarının yanı sıra Birleşik Arap Emirlikleri’nin Dubai ve ABD’nin Teksas eyaletindeki Dallas-Fort Worth şehirleri ile birlikte çalıştığı söylendi.

Uber’den Jeff Holden, şehir havacılığının Uber’in geleceği olduğuna inandığını belirtti.

Uber, özellikle şirketin yönetim kademesindeki istifalarla ve iş yerindeki cinsel taciz iddiaları ile çalkalanıyordu. Şirket bünyesinde konu ile ilgili yapılan incelemelerin Mayıs ayında sonuçlanması bekleniyor.

Kaynak: Techlife News, Sayı: 29 Nisan 2017, Sayfa: 19


The post Uber’den Uçan Taksi Projesi appeared first on Kablosuz Mecmua.

]]>
http://www.kablosuzmecmua.com/pc-ve-mobil/teknoloji-haberleri/uberden-ucan-taksi-projesi-890/feed/ 0
Google Maps İle Arkadaşlarınızın Nerede Olduğunu Görün http://www.kablosuzmecmua.com/pc-ve-mobil/teknoloji-haberleri/google-haritalar-maps-konum-paylas-843/ http://www.kablosuzmecmua.com/pc-ve-mobil/teknoloji-haberleri/google-haritalar-maps-konum-paylas-843/#respond Sun, 26 Mar 2017 11:08:54 +0000 http://www.kablosuzmecmua.com/?p=843 Artık Google Haritalar (Google Maps) kullanarak arkadaşlarınızla o an nerede olduğunuzu paylaşabilirsiniz. Bu aynı zamanda arkadaşlarınızın nerede olduğunu gerçek zamanlı olarak görebileceğiniz anlamına da geliyor. Pek çok insan bu yenilikçi özellikten hoşnut olacaktır ancak gizlilik haklarının ihlal edildiğini savunanların bu özelliği severek kullanacaklarını sanmıyoruz. Bu modern teknolojiden tümüyle faydalanabilmek için gizlilik haklarınızın bir kısmından vaz geçmeniz gerekiyor. [...]

The post Google Maps İle Arkadaşlarınızın Nerede Olduğunu Görün appeared first on Kablosuz Mecmua.

]]>
Artık Google Haritalar (Google Maps) kullanarak arkadaşlarınızla o an nerede olduğunuzu paylaşabilirsiniz. Bu aynı zamanda arkadaşlarınızın nerede olduğunu gerçek zamanlı olarak görebileceğiniz anlamına da geliyor. Pek çok insan bu yenilikçi özellikten hoşnut olacaktır ancak gizlilik haklarının ihlal edildiğini savunanların bu özelliği severek kullanacaklarını sanmıyoruz.

Bu modern teknolojiden tümüyle faydalanabilmek için gizlilik haklarınızın bir kısmından vaz geçmeniz gerekiyor. Her ne kadar Google Haritalar uygulamasını kullanıcı hesabınıza giriş yapmadan kullanmanız mümkün olsa da, uygulama ile konum bilgilerinizi paylaşmanız bu özelliği etkinleştirmeniz için yeterli.


Google Haritalar nerede olduğunuzu biliyor

Google, Google Haritalar (Google Maps) üzerinden gerçek zamanlı konumunuzu paylaşabilmenize olanak sağlıyor. Bunun için tek yapmanız gereken şey, konumunuzu belirleyen mavi renkli noktaya dokunmak. Ardından “Konum Paylaş” seçeneğine dokunun ve konumunuzu paylaşmak istediğiniz kişiyi ve bu paylaşımı ne kadar süreliğine etkinleştirmek istediğinizi belirleyin.

Konumunuzu Google üzerindeki kişi listenizdeki herhangi biri ile paylaşabilir ya da dilediğiniz kişiye kullandığınız herhangi bir mesajlaşma uygulaması üzerinden bir bağlantı gönderebilirsiniz. Konumunuzu arkadaşınızla paylaştığınızda karşı taraf da kendi konumunu sizinle paylaşıp paylaşmama seçeneğine sahip olacaktır. Bu özellik, özellikle belirli bir noktada buluşmayı planlayan ancak birbirlerini bulmakta zorlanan bir grup için son derecede kullanışlı olabilir.

Konumunuzu en az 15 dakika süreliğine ya da en fazla siz bu özelliği kapatana kadar paylaşabilirsiniz. Paylaşımın ardından kendi haritanızda konumunuzu paylaştığınızı hatırlatan bir simge belirecektir. Google ayrıca size düzenli aralıklarla elektronik posta göndererek konumunuzu paylaşmakta olduğunuz kişilerin bir listesini size hatırlatacak.

Google, gizliliklerine önem veren kullanıcıların içini bir nebze olsun rahatlatmak istiyor ve kullanıcılarına, konum bilgilerini kiminle ve ne kadar süreliğine paylaşmak istediklerine ait kontrolün tümüyle kullanıcılarına ait olduğunu hatırlatıyor. Şirket aynı zamanda düzenli olarak gönderdiği hatırlatıcılar ile konum bilgilerinizi istemediğiniz kişiler ile sınırsız süreliğine paylaşmanızın bir nebze de olsa önüne geçmeye çalışıyor. Tüm bunlara rağmen her geçen gün gizlilik haklarının daha fazla ihlal edildiğini savunan kullanıcıların Google Haritalar uygulamasına eklenen bu yeni özellikten hoşnut olacaklarını sanmıyoruz.

Google Haritalar uygulamasını kullanıyor musunuz? Uygulama ile konum bilginizi sürekli olarak paylaşıyor musunuz? Arkadaşlarınızla gerçek zamanlı konum bilginizi paylaşmak konusunda ne düşünüyorsunuz? Sizce Google, bu adımı ile kullanıcıların gizliliğini ihlal ediyor mu? Yorumlarınızı bekliyoruz.



Kaynak: MakeUseOf

The post Google Maps İle Arkadaşlarınızın Nerede Olduğunu Görün appeared first on Kablosuz Mecmua.

]]>
http://www.kablosuzmecmua.com/pc-ve-mobil/teknoloji-haberleri/google-haritalar-maps-konum-paylas-843/feed/ 0